Zamanda Yolcu(luk)-Osman Selvi
Güncelleme tarihi: 31 May 2021
Oruç Aruoba’nın
“Atıp bırakırsınız dününüzü’’ ile
‘’Yürüyüp gidersiniz geleceğe’’
satırlarından da anlaşıldığı gibi
insan zamanda bir yolcudur.
Bu yolculukta önemsediğimiz şeyin
dün değil, daima yarın olduğunu;
nereden gelip nereye gittiğimizin ise
çoğu zaman farkında olmadığımızdan
dem vurur.
Neler yaptığımızı belki biz önemsemeyiz
(hatalarımız, doğrularımız) fakat bu
eylemlerimiz zamanın (dünyanın) içinde
her daim var olur ve ‘’yankılanır durur’’;
biz duyup önemsemesek bile.
Oruç Aruoba’nın satırlarında bir
kavramı fazlaca hissederim.
Bu ‘’zaman’’ kavramından başka bir
şey değil elbette.
Bu noktada aklıma Fransız ressam Pierre Mignard’ın meşhur Kronos
Eros’un Kanatlarını Kesiyor tablosu geliyor.
Çünkü zaman aşkı yener, her şeyi yendiği gibi!
Çünkü
o ölümsüzdür.
Her şey zamanda yaşar, zamanla kaybolur.
Kişi zamanda doğar, zamanla toprak olur.
Zamanın tözü yoktur, o hep vardır.
Hayat (kişi) onda yaşar,
dünya onunla var olur.
Bu anlamda Mignard’ın da anlatmak istediği gibi zaman bir nevi tanrıdır.
Oruç Aruoba’nın sevdiğim bir
şiiri vardır. Orada da şöyle der:
’’Yola çıkan kişinin, hep ayağına takılır yerleşikler.’’ (Yürüme, Oruç Aruoba)
Bu satırı şöyle önemli buluyorum;
başka bir eserinde
‘’Tutamaklar bulup kendilerine’’ satırı ile
çevremizdeki insanların bize
hatalarımızı-başarılarımızı seslenmelerinin sebebi,
bizi tutunacak bir dal olarak görmeleridir
fakat burada bizden (yolcudan) tutunan yerleşikler,
yolumuzdaki engellerdir
ancak yolcunun komşusu olmaz sadece yoldaşı olur.
Yerinde sayanların (yerleşiklerin)
işleri (eylemleri) kirlidir; onlar yozlaşmışlardır.
Bilmezler suyun nasıl çağladığını
çünkü tıkamışlardır kulaklarını.
Görmezler ışığın bezip devrildiği yeri
çünkü gözlerini hırs bürümüştür
ama öyledir işte tüm bunlar boşunadır.
Zaman bengidir fakat insan fanidir.
O da tüm ataları gibi gelip geçecektir bu
kavramdan sadece.
O da tüm ataları gibi hükmetmek isteyecektir zamana.
O da tüm ataları gibi yenilecektir zamana.
Çünkü zaman insanı yener,
Her şeyi yendiği gibi!
İnsanın gelip geçtiği bu mekandan geriye kalan:
sadece bir hiçliktir; koca bir hiçlik!
Ne yazık ki her şey boşunadır.
Ne yerleşikler hep aynı kalır ne de yolcular (yollar).
Onların değişmeyen tek özelliği sıfatlarıdır.
Aynı ‘’zaman’’ gibi.
Yolcunun ve yerleşiğin geriye bırakacağı yankılar ise
Elbette yer bulur zamanda kendine.
Onların günahları ya da
sevaplarını (hata ve başarılarını) ise
onların ardından gelenler
(torunları) çeker fakat tüm
bunlar boşunadır çünkü insan
sadece bir yolcudur.
Yerleşikler bile...

